Gereksiz gereksinimler

Bu işe başladığım ilk günden bu yana “hangi otomobil” sorusuna kaç kere yanıt verdiğimi hatırlamıyorum. Cevaplaması keyif veren bir soru aslında. Karşındaki kişinin beğenisine ve ihtiyaçlarına uygun otomobil alma konusunda fikir vermek, o heyecanı birlikte yaşamak oldukça güzel. Fakat zaman zaman bu sorularda ve tercihlerde hiç ihtiyacımız olmayan şeylere yöneldiğimize şahit oluyorum. Geçtiğimiz günlerde televizyon reklamları da çıkan ve “gereksiz” ihtiyaçlardan çok ortak gereksinimlere hitap ettiğiyle övünen Fiat Egea’yı kullanırken otomobillerde hiç de ihtiyacım olmayan, belki de denemek dışında hiç de kullanmadığım donanımlar geldi aklıma. Bir de olmazsa olmazlarım… Bazen düşünüyorum da akıllı park sistemlerini hiç kullanmadım. Bana geri kafalı diyebilirsiniz fakat gerçekten İstanbul gibi kalabalık ve öfke yüklü bir şehirde, trafikte bir otomobil geçmek için uyanık hareketlerle önünüze kıranların yaşadığı bir yerde, bir otomobilin size ihtiyaç duymadan park etmesini beklemek pek aklıma yatmıyor. Denemedim mi? Tabii ki denedim. Önce park yerini seçtim, geçen süre içerisinde arkamdaki sürücü sinirlendi akabinde park yerine bol manevrayla park etme çabası… Hiç bana göre değil. Biz kaldırımla lastik arasında boşluk kalmayacak şekilde park etmeyi deneyen ( tam olarak becerebildiğime emin değilim) bir toplumuz. Özellikle de park etmeye çalışan bir kadın sürücüyse, uzaktan dikkatli gözlerin otomobilin boya korumasını zedelediğine şahit olduk. Öte yandan geri görüş kamerasına o kadar alıştım ki, kimi zaman o kamera yokken ben ne yapıyordum” diye soruyorum kendime. Otomobillerde genellikle kullanmadığım bir diğer donanım da city modlu direksiyonlar. Her nedense direksiyonda yumuşama belirtisi olmayan sıkı bir BMW direksiyonunu herhangi 3-5 kademe yumuşayabilen bir direksiyona tercih etmem yakın vadede pek mümkün gözükmüyor. Bluetooth’suz otomobile, bluetooth’u olup da müzik çalamayandan daha sıcağım. Madem var müzik de çalsın be sayın marka. Kötü müzik sistemli otomobillere de öfkeliyim. Yıl 2016 olmuş hâlâ standart müzik sistemlerinde aşama kaydedememiş otomobilleri sevmiyorum. Araç içindeyken şu “cüzdanı nereye koysam, anahtar elimde kaldı” dedirtenleri de ekstra sevmiyorum. Sözün özü, 4-5 yılı mutlu geçirmek için iyi araştırın, iyi okuyun ve mutlaka direksiyon başına oturun.