Küçük, tutumlu ve SUV

O eskidendi. SUV’lar büyük, tüketim konusunda savurgan ve her daim dört tekerlekten çekişli olmayı uzun zaman önce bıraktı. Küçük SUV segmentindeki rekabet her geçen gün daha da kızışıyor. Sahip olduğu niteliklerle Audi Q2’nin liderlik ettiği segmentte, Kia Stonic ve Seat Arona olmak üzere iki yeni önden çekişli model taht kavgasına ortak olmak istiyor. Üç silindirli benzinli motorlarıyla bu üçlü kozlarını paylaşıyor.

 

​İnsanlar Avrupa genelinde SUV’ları çok seviyor. SUV’lar her geçen gün daha da yaygınlaşıyor. Mesele öyle bir noktaya geldi ki, bir üreticinin üretim programında bir SUV model olması yeterli değil. Üreticiler farklı boyut ve sınıfta birkaç model birden sunuyor hatta artık ara modeller bile üretiliyor. SUV araçlara olan talep o kadar yaygın ki, bir dönemin trendi haline gelen MPV’ler unutulur oldu. Dahası SUV’lar o kadar dikkat çekmeye başladı ki, sedan veya station wagon gövde seçeneğinden taviz vermeyen gelenekçilerin bile ilgi alanına girer oldu. Seçenek çeşitliliği ise kafa karıştıracak türden. Büyük, orta küçük derken şu an kullanıcı, aşağı yukarı 4.0 metre barajından başlayarak 20’şer santim farklarla 5.0 metre barajının üzerine çıkan bir yelpazeden tercihlerini yapabiliyor.

 

En büyük çeşitlilik ise sürekli yeni katılımcıların dahil olduğu küçük SUV segmentinde sunuluyor. Küçük SUV segmentinin en iddialı modellerinden biri ise Audi Q2. Ayağının tozuyla Kia Stonic ve Seat Arona, Audi Q2’nin karşısına dikilerek ona meydan okuyorlar. İspanyol Seat Arona zaten Audi Q2 ile aynı familyadan geliyor. Kia Stonic ise Kore’den kendi tarzını getiriyor. Her iki araç da gerek tasarım, gerekse nitelik bakımından oldukça iddialı. Bakalım ligin kralına meydan okuyabilecek niteliğe sahipler mi? 

 

 

Kia, her geçen gün kalite ve standartlarını katlamalı olarak artırmaya devam ediyor. Hal böyle olunca da Kia Stonic’in gövde renginde açık yeşil aplikasyonlarla bezenmiş kokpitinde ergonomik ve kullanışlı bir mimari sunması sürpriz olmuyor.

 

Büyük, geleneksel tarzda ve yalın göstergelerin yer aldığı gösterge paneli çok havalı görünmüyor olabilir ama oldukça okunaklı olduğu kesin. Orta konsolun üst bölümünde ise yanları düğmelerle bezenmiş olan ve havada süzülüyormuş gibi duran dokunmatik bir ekran bulunuyor. Orta konsolun geneline yalın bir mimari hâkimken özellikle bilgi ve eğlence sistemin her iki yanında konumlandırılan düğmeler kullanım ergonomisini destekliyor.

 

Sürücü boyut olarak pek cömert tasarlanmayan, dahası uzun bacaklara gerekli baldır desteğini sunmakta da yetersiz kalan ancak şekliyle vücudu başarılı bir şekilde saran koltukta rahatına bakıyor. Orta sertlikteki dolgu malzemesi oturma konforunu destekliyor. Peki, kalite hissi? Yani, kokpitin genelinde sert bir plastik kullanılmış ve bu hemen fark ediliyor. Söz konusu sert plastiğin yoğunluğu bunun uygun fiyatlı ve maliyet odaklı bir SUV olduğu izlenimi oluşuyor ki, bu da yanlış değil. En azından kapı panellerindeki dirseklerin temas noktası yumuşak bir dolgu ile desteklenmiş, böylece seyahat esnasında sürücü ve beraberindeki yolcuların konforu engellenmiyor.

 

Arka koltuk yolcularına rahat bir oturma pozisyonu ve geniş bir yaşama alanı sunuluyor. Tamam, çok uzun boylu yolcular kafasıyla tavan döşemesine biraz fazla yaklaşabiliyor ama bunu ciddi bir kusur olarak görmemek lazım. Sonuç olarak Stonic nadiren dört yetişkini ağırlayacak, dört yetişkin ile uzun yola çok daha nadiren çıkacaktır. Bunu bagaj hacmi de gösteriyor zaten. Ayarlanabilir zemini ile bagaj 352 litrelik bir hacim kullanıma sunuyor. Arka koltukların katlanmasıyla bagaj hacmi 1155 litreye kadar çıkıyor. Bu arada bu sınıftaki çoğu ürün gibi kalın C sütunu arka ve arka çapraz görüşü önemli oranda kısıtlıyor.

 

Küçük hacimli üç silindirli turbo benzinli motor 120 HP güç üretiyor. Hacmi küçük olabilir ancak motor sesiyle oldukça büyük. Biraz daha ses yalıtımı iyi olabilirdi. Rölantide bile rahatsız edici olabiliyor. Öte yandan küçük hacminden beklenmeyen bir canlılık sergiliyor. İstekli bir şekilde devir çeviren ve atak sürüşleri destekleyen motor, Kia Stonic’i 10 saniyenin biraz üzerinde bir sürede 0’dan 100 km/s hıza ulaştırmayı başarıyor. Bu değer karşılaştırmanın en iyisi. Kia bir otomatik şanzıman alternatifi sunmuyor. Motorun üretmiş olduğu güç altı ileri manuel şanzımanla tekerleklere aktarılıyor. Vites yolları belirgin ve vites geçişleri rahat şanzıman, biraz zayıf kalan 172 Nm torkun zayıflığını tolere etmeye yardımcı oluyor. Sürücü keyifli bir şekilde viteslerle oynayarak motoru her an yüksek bir ritimde tutabiliyor.
Sadece motorun istekli tutumu değil, otomobilin genel karakteristiği de atak ve kıvrak kullanımları destekliyor. Her ne kadar direksiyon sistemi biraz ağırkanlı hissettirse de Stonic genel karakteristiği ile atak kullanılmaya hazır. Sürüş özelliklerindeki dinamik ve atak yapı konfordan ödün vermeyi gerektiriyor. Şehir içi sürüşlerindeki bozuk yollarda çok fazla salınıma giren Kia Stonic, otoyol kullanımlarında ise yol bozukluklarını başarılı bir şekilde filtre ediyor ama zaman zaman zıplama eğilimine girerek sürücü ve beraberindeki yolcuları mutsuz edebiliyor.

 

Yani özetle süspansiyon geometrisi biraz iyileştirmeyi hak ediyor. Xenon ve LED far gibi teknolojiler de eksikliği hissedilen detaylardan. En azından kapsamlı bir sürüş destek sistemleri çözümü sunuluyor. Şerit takip sitemi ve yorgunluk uyarı sistemi standart donanımdayken, ölü açı uyarı sistemi isteğe bağlı olarak mevcut. Bu sınıf için gayet cömert sayılabilecek donanımlar bunlar. Test etmiş olduğumuz Spirit donanım paketi ile birlikte; geri görüş kamerası, Apple Car Play ve Android Auto uyumluluğunun yanı sıra ısıtmalı koltuklar veya hız sabitleme sistemi gibi donanımlar da standart olarak sunuluyor. Yedi yıl üretici garantisi de beraberinde geliyor ki, bu da ikinci el değerine katkı sağlıyor.

 

 

Karşılaştırmanın en yüksek fiyatlı modeli olan Audi Q2; navigasyon, sürüş destek sistemleri, bluetooth eller serbest telefonla konuşma kiti gibi isteğe bağlı donanımlar derken fiyat daha da yukarıya çıkıyor. Tamam, ucuz değil ama fiyat fazlasının karşılığını da veriyor aslında. Bir kere büyük oranda kaliteli malzemelere yer verilmiş durumda. Audi de sert plastik yüzeyler kullanıyor ancak bunların kullanıldığı yerler kadar kullanış şekilleri de kesinlikle rahatsız etmiyor. Üstelik parçalar büyük bir özenle oturtulmuş durumda. Parçaların ek yerleri, birleşim noktaları o kadar düzgün ve simetrik hatta parçalar arasındaki boşluk o kadar ince ki, bunun premium markaya ait bir otomobil olduğu izlenimi hemen uyanıyor. Yani Audi Q2 işçilik kalitesiyle bile paranın karşılığını veriyor. Paranın karşılığını verme konusu malzeme ve işçilik kalitesiyle sınırlı kalmıyor tabii. Konforlu ve rahat spor koltuklar kadar motorun sesini yalıtma yaklaşımı da gösteriyor ki, Audi her bir detay için para harcamaktan kesinlikle kaçınmıyor.

 

Audi Q2 oldukça konforlu hissettiriyor. Ne bir yuvarlanma gürültüsü, ne rüzgâr gürültüsü ve ne de motor gürültüsüyle rahatsız edici olmuyor. Hatta düşük hızlarda gaz pedalına sadece dokunarak sakince yol alanlar, gerektiğinde 6000 d/d’ye kadar istekli bir şekilde devir çevirmekten geri kalmayan üç silindirli motoru neredeyse hiç duymuyor.

 

Audi, isteğe bağlı olarak da olsa Q2’de adaptif süspansiyon ve 18 inçlik jantlar sunuyor. Dışardan bakıldığında çok etkileyici bir görünüme neden olan ancak aynı zamanda aşırı sert bir karakteristiği işaret eden 18 inçlik jantlara karşın adaptif süspansiyonun da etkisiyle Audi Q2 yolda son derece olgun bir tutum sergiliyor ve yol bozukluklarını başarıyla filtre ediyor. Trafiğe kapalı test alanında gerçekleştirmiş olduğumuz slalom testinde Kia Stonic ve Seat Arona’ya slalom hızıyla ayak uyduramaması ise bu durumda basit bir güzellik kusuru olarak görülmeli. Sonuç olarak Audi Q2 konforuyla elini masaya vuruyor. Öte yandan Q2, günlük kullanımda hızlı girilen virajlarda da zayıflık göstermiyor. Sadece virajlarda üstün bir yol tutuş sunmakla kalmayan Audi Q2, sürüş keyfiyle de sürücüsünün yüzünü güldürüyor. Otomobilin ritmine kapılıp tempoyu biraz abartanlar tatlı tatlı devreye giren ESP’nin müdahalesi ile dizginleniyor.

 

Audi Q2, üstelik sadece üstün konfor ve yol tutuş özellikleriyle değil etkili frenleriyle de hanesine kıymetli puanlar yazdırıyor. Özellikle yüksek sürat fren testlerinde Audi Q2 rakiplerinden birkaç metre erken durmayı başarıyor. Bu arada kötü bir fren performansına sahip olmasa da yüksek sürat fren testinde en kötü sonuca Kia Stonic imza atıyor.

 

Güvenli, konforlu, kaliteli ve pratik; gibi özelliklerle dikkat çeken Audi Q2, 0-100 km/s hızlanma anında birkaç salise yavaş kalıyor ve 7.4 lt/100 km ile en yüksek tüketim değerine imza atıyor. Audi Q2’ye puan kaybettiren özellikler bu kadarla da sınırlı değil: Arka koltuklar geçiş biraz zor, genel olarak konforlu olan arka koltukların sırtlıkları ise biraz fazla dik ki, bu da uzun yol konforunu olumsuz etkiliyor. Üstelik arka koltuk yolcularına tutamaçlar sunulması bu fiyat skalasında komik olmuş. Ancak genel bir değerlendirme yapıldığında Audi Q2 paranın karşılığını veriyor.

 

 

Puan tablosuna bakmadan da Seat’ın Audi’yi alt edecek niteliklere sahip olmadığını tahmin etmek zor değil. Aslında bir potansiyele sahip ancak üretimdeki maliyet endişeleri sürüş konforunu olumsuz etkileyen ve bu nedenle kıymetli puan kaybettiren tasarruflarla sonuçlanıyor.

 

Gövdesinde farklı çizgilere sahip olsa Seat Arona’nın küçük sınıftaki Ibiza’dan platform ve teknik yapı olarak yararlandığı hemen ilk bakışta anlaşılıyor. Ancak Seat küçük sınıftan Arona’yı türetirken çok fazla küçük sınıf standartlarına takılı kalmış ve SUV sınıfına geçiş yaparken gerekli uyarlamayı yapamamış. Bu özellikle motor yalıtımı noktasında kendini açık bir şekilde hissettiriyor. Zayıf olan yalıtımın da etkisiyle sesiyle her daim varlığını hissettiren motor ilk hareket anından itibaren atak ve canlı hissettirse de 140 km/s ve üzerindeki hızlarda ivmesini kaybediyor. Üç silindirli motor 7.1 lt/100 km ile karşılaştırmanın en tutumlusu olarak öne çıkıyor ve hanesine çok kıymetli puanlar yazdırıyor.

 

Otoyol hızlarında A sütunlarında rüzgâr sesi oluşurken tekerleklerden gelen yuvarlanma gürültüsü özellikle yağmurlu havalarda iyice rahatsız edici olabiliyor. Konu yol konforu olduğunda da Seat Arona, Audi Q2’nin gerisinde kalıyor. Öte yandan bozuk zeminli asfalt yüzeylerde Kia Stonic ile kıyaslandığında çok daha olgun bir tutum sergiliyor. Maksimum yük taşıma kapasitesi olan 542 kilogramı dolu dolu değerlendirenler tamamen çöken bir arka aks nedeniyle egzozu yere vurma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.

 

Ses yalıtımı kadar iç mekânda kullanılan malzeme kalitesi de maliyet kısıtlamalarının yansıması niteliğinde. En azından kullanılan malzemeler dokunma anında vermiş olduğu histen daha kaliteli görünüyor. Kapı panelleri ve konsoldaki kontrast renkte dikişlere sahip deri benzeri yumuşak yüzeyler kadar koltukların ortasındaki alcantara yüzeyler de kalite algısını yükseltiyor. Ayrıca sürücü ergonomik tasarımlı bir kokpit ile sürüşün keyfini çıkartabiliyor. Genel olarak yüksek kullanım ergonomisiyle sürücüsünün yüzünü güldürmeyi başaran Seat Arona biraz dar olan kapı cepleri ile can sıksa da alçak yükleme eşiği ve ayarlanabilir yükleme zemini gibi ayrıntılarla ise hanesine çok kıymetli puanlar yazdırıyor.

 

Seat Arona donanım seviyesine bağlı olarak; Android Auto, MirrorLink ve Apple CarPlay uyumlu bilgi ve eğlence sistemi, bluetooth bağlantısı ve arka park sensörlerini standart olarak sunuyor. Alcantara kaplamalar kadar LED farlar da isteğe bağlı olarak sunuluyor. Kör nokta uyarısını da isteğe bağlı olarak sunan Seat’ın şerit takip asistanına yer vermemesi ilginç. Aslında teknik olarak buna engel bir durum söz konusu değil.

 

Doğal olarak bütün bu donanımsal eksiklikler sürüş keyfini gölgelemiyor. Seat Arona geri bildirimi yüksek direkt çalışan direksiyon sistemiyle sürücünün yönlendirme emirlerini tereddüt etmeden harfiyen uyguluyor.

 

Uzun süre nötr karakterini koruyan Seat Arona’nın dengesini bozmak için özel bir çaba harcamak gerekiyor: Hızını ayarla, viraja gir, virajdan çıkarken gaza otur. Hiç kimse 120 HP’nin altında sürüş keyfinin mümkün olmadığını iddia etmesin. Görünüşe göre gerek Seat Arona ve gerekse de Kia Stonic kısa sürede sadık dostlar edinecek gibi. Peki ya Audi Q2? Onun zaten kitlesi farklı. O, küçük bir SUV’a daha fazla para ödemeye hazır olan kullanıcılara hitap ediyor.

Sonuç
1. Audi
Neredeyse tüm kriterlerde genç rakiplerinden daha iyi olan Audi Q2 bu sayede bu karşılaştırmayı kazanıyor. Öte yandan bu kalite kriterlerine sahip olmak için yüksek fiyat etiketini de göz önüne almak gerekiyor.

2. Seat
Geniş iç mekânıyla dikkat çeken Arona, gerçek Seat nitelikleriyle markanın hakkını veriyor. Küçük hacimli motoruyla atak ve kıvrak sürüş özellikleri sergileyen Arona biraz gürültülü olan yapısıyla konfor disiplininde puan kaybediyor.

3. Kia
Uygun fiyatıyla dikkat çeken ve kullanım kolaylığıyla da beğeni toplayan Stonic genel olarak birçok kriterde başarılı. Ancak yüksek gürültü seviyesiyle yeterince konforlu değil. Yedi yıl garanti galibiyet için yeterli değil.​

Yazı: Michael Harnischfeger
Fotoğraf: Hans-Dieter Seufert