Bildiğiniz gibi TOSFED yani Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’nun yeni başkanı sevgili Serkan Yazıcı oldu. Şiir gibi pilotajı ve mütevazı kişiliğiyle idollerimden biri olan Yazıcı’nın çok iyi işler yapacağına eminim. Peki ya markalar?
Bu yılın son sürprizlerinden biri idolüm Serkan Yazıcı’nın yeni TOSFED Başkanı olmasıydı. Bu habere ne kadar sevindiğimi söylememe gerek yok. Eğer Serkan Yazıcı’yı biraz olsun tanıyorsam tuttuğunu koparacağını, kimsenin himayesine girmeyeceğini söyleyebilirim. Çünkü bazı kendini bilmezler Yazıcı’nın eski federasyonun ve yönetimin devamı olacağı iddiasını ortaya atıyorlar ki, bu oldukça komik. Eski yönetimin FIA komisyonlarına delege olarak belirlediği isimlerin Yazıcı tarafından bir bir geri çağırıldığını da bildiğimden bu kadar emin konuşuyorum. Neyse, kişisel dostluğumun da bulunduğu Serkan Yazıcı’nın önünde 10 ay gibi bir kısa süre de olsa kendini ispatlayacağına inancım tam. Rahmetli İbrahim Yazıcı nasıl olmayacak denileni başarıp Bursaspor’u şampiyon yaptı ve bir anlamda tarih yazdıysa, oğlu Serkan Yazıcı da tuttuğunu koparacak ve motorsporlarını özlenen seviyeye getirecektir. Kendisiyle başkan olduktan sonra kısa bir süre söyleştik ve gözlerindeki heyecanı fark etmemek olanaksızdı. Peki, bu yeterli mi? Yazıcı’ya ve ekibine güvenmek işi çözer mi? Tabii ki hayır. Türkiye’de şu anda altı otomobil üreticisi var. Renault, Ford, Fiat, Hyundai, Honda ve Toyota. İthalatçılardan önce bu markalar motorsporlarıyla iç içe olmalı. Tabii Ford’u ayırıyorum. Ford Otosan, yıllardan beri bu spora gönülden bağlı ve Castrol’le oluşturdukları birliktelikle istikrârlı bir şekilde yollarına devam ediyor, yeni gençler yetiştiriyor ve şampiyonlukları ardı ardına diziyorlar. Bu satırlardan Serdar Bostancı’yı da kutlamak istiyorum. Bu takımı uzun süredir başarıyla yönetiyor ve hiç sponsor kaybetmiyor. Bu ne demek? Aldığının karşılığını fazlasıyla veriyor demek ki, bu işin boyutlarından birinin ticaret olduğu düşünülürse, sponsorları memnun etmek en önemli görev. Peki, Ford’un dışındaki diğerleri? Şu anda hiçbiri aktif olarak yani fabrika takımı formatında yarışmıyor. Bu markaların hemen hepsini daha önce pist ve parkurlarda görmüştük. Demek ki Ford gibi iyi yönetilmediler ki şu anda bekleme aşamasındalar. Hyundai’den ümitliyim. Türkiye’de üretilen yeni i20’nin hem WRC’si hem de R5’i geliştirildi. Yani R5’le Türkiye Ralli Şampiyonası kovalayabilirler. Renault’nun elinde hem pist hem de ralli otomobilleri mevcut. Toyota da WRC’ye hazırlanıyor. Honda, örneğin vahşi güçlü yeni Civic Type R ile bir Cup organizasyonu yapabilir. Fiat da motorsporlarıyla yoğurulmuş bir marka. Geçmişte çok başarılı işler yaptılar. Hatta Türkiye’den doğan Fiat Palio Super 1600 gibi bir otomobilleri bile oldu. Peki, sadece yerli markalar mı? Hayır, Citroen, Peugeot ve VW gibi dünyada bu işi yapan markaların da Türkiye’de işe tekrar el atmalarının zamanı geldi. Ben yeni yönetime inanıyorum ama markalar olmadan sporun ilerlemesi çok güç. Umarım duyan olur!
Son yorumlar