Günümüzün modası turbo motorlar. Daha doğrusu günümüzün modası downsizing ve bunun sonucunda da markalar hacim küçültmenin yolunu biraz da kolaya kaçarak turbo motorlarda buluyor. A segmentinden hiper otomobillere kadar, turbosuz motora sahip model sayısı gittikçe azalıyor. Atmosferik motorların yavaş yavaş sonuna geliyoruz gibi hissediyorum. Standart atmosferik motorların yokolmasını çok da umursamıyorum. Ancak yüksek devir çeviren performanslı atmosferik makinelerin yokolması kabul edilebilir gibi değil. Turbo motor çılgınlığı 80’li yıllarda başlamıştı. Ancak o zamanki turbolar şimdikiler gibi ruhsuz değildi. Turbonun ilk moda olduğu zamanlarda, bu otomobiller mevcut motorla daha fazla güç ve performansı, daha ucuz yolla sağlıyorlardı. Yeni bir sıralı altı silindir veya V12 motor geliştirmektense, mevcut motora bir turbo eklemek çok daha kolay bir işlemdi. Renault 5 Turbo neredeyse bir Porsche kadar iyi hızlanıyordu ve yaklaşık bir Ford fiyatına satın alınabiliyordu. İlk turbo otomobiller kaba ve ilkellerdi. Onları kontrol etmek zordu ve turbonun bu evcilleşmemiş gücü yüzünden, birçok ilk nesil turbo otomobiller ciddi kazalara karıştılar. Ancak günümüze geldiğimizde turbo daha çok düşük hacimden yüksek güç çıkarmak için kullanılıyor. Bu tip sıradan otomobillerde turbo motora itirazım yok ama E90 BMW M3’ün muhteşem atmosferik V8’inden 6 silindirli turbo motora geçildiğinde üzülmeden yapamıyorum. Ya da gelmiş geçmiş en iyi V8 atmosferik motorlardan biri olan Ferrari 458’in makinesi, yerini 488’in turbo motoruna bırakınca gözlerim doluyor. Bu konu aklıma bu ay katıldığım Honda Civic Type R lansmanında geldi. Yeni Type R gerçekten çok hızlı ve yarış otomobillerini andıran bir sertliğe sahip. Kullanması da çok zevkli. Ancak Type R markası ile özdeşleşmiş yüksek devir çeviren atmosferik motorlar, yerini turboya bırakınca ister istemez bir burukluk yaşadığımı söylemem gerekiyor.
Turbo kervanına katılan üreticilerin övgülerine rağmen, turbo motorlar hiçbir zaman atmosferik motorların verdiği zengin sürüş tecrübesini yaşatamıyor. Turbo motorlar, atmosferiklere göre daha fazla güç sağlayabiliyorlar ve bunu hiddetle kullanarak sizi heyecanlandırabiliyorlar. Onların bu ani ve yüksek dozda güçleri sizi mest edebiliyor ancak hiçbir zaman atmosferiklerin size sunduğu gaz hassasiyetini veremiyorlar. Atmosferikler, turboların aksine gücü abartmadan, ölçülü bir şekilde sunabiliyorlar.
Ferrari 458, Porsche GT3, Cayman veya turbosuz herhangi bir 911’i kullanın, gaz pedalının parmak ucunuzdaki değişiklikle verdikleri enfes anlık tepkilerden inanılmaz zevk alacaksınız. Viraj içinde direksiyonla verdiğiniz yönlendirmeyi gazla da verebileceksiniz. Verdiğiniz talimat ve tepki arasında herhangi bir boşluk olmayacak. Artı olarak, iyi bir atmosferik motor, turbo motorların pıslamaları ve çuflarına karşılık her zaman daha iyi mekanik ses verecektir. Ben biraz fazla mı romantiğim acaba? 18.000 devir çeviren muhteşem sesli Formula 1 araçlarında bile artık güdük 1.6 lt turbo motorların kullanıldığını düşünürsek kimse otomobil üreticilerine kızamaz gibime geliyor.
Son yorumlar