XC60, Volvo’nun Avrupa pazarına yönelik en önemli modeli konumunda. Yaklaşık dokuz yıllık üretim süresinin ardından yeni nesil devreye giriyor. Biz de şimdiden Mercedes GLC ile bir karşılaştırma yapmanın uygun olduğunu düşündük…
Görünüşe göre Volvo pazar şartlarını çok iyi okudu ve erkenden gerekli olan hamleyi yaptı. Volvo XC60, 2008 yılında tam da orta sınıftaki SUV patlamasının yaşandığı bir dönemde pazara sunuldu. Zaman içerisinde Avrupa pazarı da dahil birçok pazarda markanın da en çok satan modeli haline geldi. İkinci nesil üretilmeye başlandığında önceki nesilden toplam bir milyon satılmış olacak.
Öncüsünün başarısını miras alan yeni nesil Volvo XC60 doğal olarak büyük bir beklentiyle yollara çıkıyor. Yeni Volvo XC60 yollara çıkmadan premium kompakt SUV pazarının en gözde modellerinden Mercedes GLC ile karşılaştıralım istedik.
İlginizi çekebilir
Siz sormadan biz söyleyelim. Karşılaştırmayı GLC 220 d 4Matic ile yaptık. Evet, aslında XC60 D5 AWD’ye rakip olarak GLC 250 d 4Matic daha uygun olabilirdi ancak ajanda konusunda yaşanan sıkıntı nedeniyle 220 d ile karşılaştırmak zorunda kaldık. Öte yandan bir galibin belirleneceği kapsamlı bir karşılaştırmalı test yapmıyor, sadece iki otomobili genel özellikleriyle kıyaslıyoruz.
Dokun, sürükle ve tıkla
Volvo XC60, 235 HP gücündeki D5 motor ve standart olarak sunulan dört tekerlekten çekiş sistemi AWD ile sekiz ileri otomatik şanzıman kombinasyonuyla yollara çıkıyor. Liste fiyatı baz donanım seviyesi olan Momentum ile 52 bin 600 Euro. Elimizdeki örnekte olduğu gibi Inscription-Ornat ile ise fiyat 57 bin 350 Euro’dan başlıyor. Böylesine bir fiyat etiketi söz konusu olduğunda insan ister istemez elit ve kaliteli bir yaşam alanı beklentisi içerisine giriyor. Beklenti boşa çıkmıyor. Volvo XC60, gerçekten de kalite algısı yüksek bir yaşam alanıyla yolcularını şımartıyor. Mercedes ise bu örnekte daha uygun fiyatlı seçenek konumunda. GLC 220 d 4Matic, 45 bin 672 Euro’dan başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor. Bir üst motor seçeneği olan 204 HP gücündeki 250 d için 1500 Euro daha ekleniyor. XC60’ı tam olarak karşılayan 258 HP gücündeki altı silindirli 350 d 4Matic ise 52 bin 812 Euro’dan başlayan fiyatlarla alıcı ile buluşuyor.
Daha büyük 90 Serisi modellerini tanıyanlar XC60’ın yaşam alanında yabancılık çekmeyecektir. Farklılıklar çok minör. Malzeme kalitesi, göstergeler ve kullanım mimarisi ile XC60 birebir ağabeyini andırıyor. Kokpit mimarisi açısından karşılaştırıldığında Mercedes biraz daha mütevazı ama aynı zamanda daha kullanışlı hissettiriyor. Donanım seviyesine bağlı olarak Mercedes’in kalite algısı daha da artıyor.
Kesin olan ise Mercedes GLC’nin daha kullanışlı bir yapı sunuyor olduğu. Her ne kadar türünün en iyi örneklerinden biri olmasa da kullanım ergonomisi kadar bilgi ve eğlence sistemleriyle de Mercedes GLC daha kullanışlı ve ergonomik bir yapı sunuyor.
Volvo her şeyi orta konsoldaki büyük boy dokunmatik ekrana toplamış durumda. Bu ise akıllı telefon benzeri dokunma, sürükleme ve tıklama mantığında bir kullanım arayüzü anlamına geliyor. Teknolojik olmasıyla etkileyen bu yapıya sürüş esnasında hakim olmak ise her babayiğidin harcı değil ve alışkanlık gerektiriyor. Öte yandan Volvo XC60 sunmuş olduğu yaşam alanıyla sürücü ve beraberindeki yolcuları şımartıyor. Sadece ön koltuklarda değil, arka koltuklarda da geniş bir yaşam alanı söz konusu. Diz ve baş mesafesi dar hissettiren Mercedes GLC’ye oranla çok daha ferah. Ancak Volvo bagaj hacmi noktasında Mercedes’in temsilcine boyun eğmek zorunda kalıyor.
Oysa iki aracın boyutları neredeyse aynı. Mercedes ile Volvo arasında sadece birkaç milimetre fark söz konusu. Volvo XC60 bu noktada ciddi bir alan tasarrufu sağlayan önden çekişli mimarisinin avantajını kullanıyor. GLC ise adeta C-Serisi’nden aldığı arkadan itişli platformun bedelini ödüyor.
Sürüş destek sistemleri doludizgin
Tamam, söz konusu teknik yapı yaşam alanı noktasında kısıtlamalar getiriyor olabilir ancak sürüş keyfi açısından çok şey ifade ettiği de kesin. Özellikle bol virajlı dağ yollarında sunmuş olduğu sürüş keyfi muhteşem.
Mercedes GLC, bol virajlı dağ yollarında biraz daha kıvrak hissettiriyor. Direksiyon hareketlerine tereddüt etmeden cevap veren GLC daha dengeli bir sürüş sunarken, direkt çalışan direksiyon sistemi sürüş keyfini destekliyor ve ESP ise son derece yumuşak bir şekilde gerekli olan düzeltmeleri yapıyor. Volvo XC60 biraz daha olgun bir sürüş karakteristiği sunuyor, daha fazla önden kayma eğilimi sergiliyor ve elektronik sistemler çok daha erken devreye girerek sürüş keyfini dizginliyor.
Sürüş keyfi kadar yol konforu da önemli. Mercedes GLC yol bozukluklarını büyük bir olgunlukla karşılıyor ve filtre ediyor. Volvo XC60’ın yürüyen aksamı ise yol bozukluklarına karşı o kadar hassas davranamıyor ve Mercedes temsilcisine oranla daha fazla tepki veriyor. Tabii bu noktada Inscription donanım seviyesiyle birlikte gelen 20 inçlik jantları da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Oysa Mercedes GLC 18 inçlik jantlarla yol alıyor.
Volvo, otoyol sürüşlerinde elektronik mucizenin önemini gözler önüne seriyor ve ortalama 120 km/s hızla neredeyse tamamen otonom bir şekilde ilerliyor. Markanın pilot assist adını verdiği sistem intelliSafe-pro paket adı altında şerit takip sistemi ile birlikte 1750 Euro farkla kullanıma sunuluyor ve her kuruşun karşılığını veriyor.
Bu paket, uyarlanabilir hız sabitleme sistemi, sıkışık trafik yardımcısı ve mesafe takip uyarısı gibi donanımları içeriyor, 130 km/s hıza kadar sürüşlerde otomobili güvenli bir şekilde şeritte tutuyor. Aslında Mercedes’in 2499 Euro bedel ile sunduğu sürüş destek sistemi paketi de bu işi gayet iyi yapıyor ancak Mercedes’in sistemi sık sık sürücünün ellerini direksiyondan ayırmaması konusunda uyarıyor. Sıkışık trafikte elektronik sistemleri komutayı başarıyla ele alıyor. Dizel motorlu Volvo’nun stop/start sistemi varlığını neredeyse hiç hissettirmiyor. Oysa dağ yolunda dizel motor ben buradayım diyordu. Görünüşe göre Mercedes’in motoru daha sessiz çalışıyor ve yol konforuna daha fazla katkı sağlıyor. Ancak genel bir değerlendirme yapıldığında iki otomobil arasındaki farklılıklar çok minör. Görünüşe göre İsveçli marka, yeni Volvo XC60’ta da iyi bir iş çıkartmış durumda.
Yazı: Heinrich Lingner
Fotoğraf: Achim Hartmann
Son yorumlar